HUBER KÖŞKÜ
Huber Köşkü; Boğaziçi'nin Rumeli yakasında, Tarabya Koyu'nun güneyinde, Yeniköy-Tarabya yolu üzerinde bulunmaktadır. 19. yy sonu, 20. yy başında Alman Mauser ve Krupp firmalarının temsilciliğini yapan silah komisyoncusu Huber Kardeşler tarafından yaptırılan köşk, bugün de aynı isimle anılmaktadır. Köşke ait ulaşılan ilk belge, 1918 tarihli Şehremaneti’nin Boğaziçi haritasıdır. Haritada Mösye Hofre’nin yalısı olarak bahsedilmektedir. Parselin mülkiyetine dair ilk bilgi ise Kirkor Bey ve Ashabet Hanım’ın araziyi hazineden devraldığı yönündedir. Köşk, Hicri 1317 (Miladi 1900) yılında Auguste Huber’in mülkiyetine geçmiştir. Huber Köşkü, Art Nouveau üslubunun özelliklerini taşımakla birlikte, mimarisinde Çin, Hint, İran, İslam, Osmanlı ve Avrupa üsluplarının etkisi de görülmektedir. Yapı; birbirine eklenen iki binadan oluşan bir köşk, köşkün kuzeyinde büyük bir özenle yapılmış ahır ve arabalık bölümlerinden oluşan Faytonhane, Setüstü Köşkü, Av Köşkü, sera ile değerli ağaçların oluşturduğu bitki örtüsü ve heykel grupları, duvarlar ve nişlerin bütününden oluşmaktadır. Huber Köşkü üç aşamalı inşa sürecinden geçmiştir. İlk yapı, 1901-1903 yılları arasında mimar Antoine Perpignani tarafından yapılmıştır. Bodrum üzeri iki katlı olan ilk yapı, kıyıya paralel kuzey-güney doğrultusunda, kâgir bodrum üzerine ahşap strüktürlü bir konaktır. İkinci aşamada, Raimondo D’Aronco tarafından 1905-1906 yıllarında yapılan; kâgir bodrum üzerine dikdörtgen planlı üç katlı ek bina, doğu ve kuzey cephelerindeki girişler ile balkon benzeri açık mekanları kapatan ekler yer almaktadır. D'Aronco'nun düzenlemeleri Huber Köşkü'ne, bugünkü anıtsal görünümü ile birlikte eşsiz bir perspektif kazandırmıştır. Üçüncü aşamada ise, günümüze yansıyan çalışmalar bulunmaktadır. Bunlar; ilk yapının güney bölümüne inşa edilen ek yapı, çevre düzenlemesi, merdivenler, korkuluk ve dekoratif detaylardır. Huber Köşkü, mimari özelliklerinin yanı sıra 34 hektarlık korusuyla Boğaziçi'nin en geniş yeşil alanlarından biri olma özelliğini de halen korumaktadır. İkinci Meşrutiyet’ten sonra Huber Kardeşlerin ülkelerine dönmesi üzerine mülkiyeti 1932 yılına kadar Mısırlı Prenses Kadriye ve eşi Mahmut Hayri Paşa’ya geçen köşk, bu tarihten sonra Notre Dame de Sion Okulu’na bağışlanmış ve tapuya Therese Clement ve Marie Aimee Odent adına kaydedilmiştir. Clement ve Odent’den varislerine intikal eden köşk ve arazisi 1973 yılında Boğaziçi İnşaat Turizm Anonim Şirketine satılmış, 1985 yılında kamulaştırılarak Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliğine tahsis edilmiştir. Huber Köşkü, Gayrimenkul Eski Eserler ve Anıtlar Kurulu tarafından 1971 yılında tescillenmiştir. Köşk, 1985 yılında kısmi bir onarımdan geçmiş, Süleyman Demirel Dönemi’nde (1993-2000) tefrişatı yenilenmiş, 1997–2000 yılları arasında ise köşkün cephe, çatı restorasyonu ve çevre düzenlemesi yaptırılmıştır.
ALBA İNŞAAT olarak 1996-1997 yılları arasında yapının restorasyonunu tamamlamış bulunmaktayız.