VAKIF GUREBA HASTANESI
1845 (hicri 1261) yılında Sultan Abdülmecit'in annesi Bezm-i Âlem Valide Sultan tarafından kurulmuş ve ilgili vakıfname ile "Bezm-i Âlem Gureba-i Müslimin Hastanesi'' ismiyle Müslüman fakirlere tahsis edilerek vakfedilmiştir.Hastanenin açılış günü ile ilgili çelişkiler olsa da Takvîm-i Vekâyi gazetesinin o tarihlerdeki nüshalarının teyit ettiği şekilde hastane tam olarak 24 Mart 1845 Cuma günü açılmıştır.Tarihimizde 1826 yıllarında ülkede ve özellikle İstanbul'da şiddetli bir kolera salgını vuku bulmuştur. Bunun üzerine Osmanlı Hükümeti İstanbul'da bir Karantina İdaresi kurarak, şehre dışarıdan gelenlerin tedavisi ve koleralıların tespit edilerek tedaviye alınmalarını bizzat sağlamıştır. Bize ulaşan rivayetlere göre, Valide Sultan bir gece gördüğü rüyayı ertesi günü yorumlatınca, yorumcu kendisine ''Öyle bir hayır işleyeceksin ki dünya durdukça iki yüz erkek senden hayırla bahsedecek.'' demiştir. Bunun üzerine kurulacak olan hastanenin iki yüz yataklı erkek hastanesi olmasına karar verilmiştir.O güne kadar yapılmış sıhhi müesseselerin hepsi hastane manasına gelen ''Bimarhane'' olarak adlandırılmışlardır. Hastane ismi ilk defa Valide Sultan'ın kurmuş olduğu bu hastanede kullanılmıştır. Gureba ismiyle açılan ilk kurum, 1836 yılında Edirnekapı'da Mihrimah Sultan Camisinin avlusunda kurulmuştu. Hastaların hasırlar üzerinde yerde yatırıldığı bu kurum, sekiz yıl açık kaldıktan sonra kapatılmıştır. Bu tecrübeyi yaşamış olan Valide Sultan yeni kuracağı hastanenin çok daha modern olmasını istemiştir. Kurulan hastanenin ilk resmi ismi, ''Yenibağçede Kain Bezm-i Alem Gureba-i Müslimin Hastanesi'' olmuştur. Bu isim halk tarafından kullanılışına göre değiştirilmiş ve genellikle ''Gureba Hastanesi'' ismi kullanılır olmuştur. Hastane ilk açıldığında 201 yatak sayısına sahipti. 1892 yılına kadar bölüm ayrımı yapılmamıştı. İlk defa anılan tarihte göz ve cerrahi şubeleri kurulmuştur. 1894 yılında İstanbul'u büyük zarara uğratan depremde hastane epey zarar görmüştür. Kuzey ve doğu koridorlarının büyük çoğunluğu yıkılmış, geri kalan duvarların da yıkılma tehlikesine maruz kaldığı görülmüştür. Hastalar Okmeydanı'n da inşa edilen 4 barakaya yerleştirilmişlerdir. Yaklaşık bir sene süren onarım çalışmalarından sonra hastalar tekrar hastaneye getirilmişlerdir. 1900 yılında ülkemizde hiç tanınmayan masaj şubesi hastanede kurulmuştur. 1905 te kulak şubesi, 1909 da ilk laboratuvar ve Deri-Frengi şubesi kurulmuştur. Hastaneye ilk kütüphane 1912 yılında yapılmıştır. 1913 te Çocuk Hastalıkları şubesi ve Röntgen odası, 1915 te Ortopedi şubesi, 1918 yılında da Üroloji şubesi kurulmuştur.1926 yılında hastane Sıhhat Vekâlet'ine devredilmiş ve büyük bir tadilata başlanmıştır. Yine aynı yıl hastanede toplam 9.149 hasta tedavi edilmiştir. Bunların 3088'i göz, 2052'si dahiliye, 1460'ı kulak, 1186'sı deri ve frengi, 658'i röntgen, 527'si üroloji, 228'i ise cerrahi olarak gerçekleşmiştir. Toplam 784 ameliyat gerçekleşmiştir.1956 yılına kadar Sağlık Bakanlığına bağlı olan hastane, aynı yıl tekrar Vakıflar Umum Müdürlüğüne intikal etmiştir. 1933 yılında İstanbul darülfünunun lağvedilmesiyle yeni bir üniversite kurulmuş bu üniversitenin üç kliniği de üniversitede kalmıştır.
ALBA İNŞAAT olarak 2011-2013 yılları arasında yapının restorasyonunu tamamlamış bulunmaktayız.